Öncelikle bir canlıyı sahiplenmek, ona güvenli bir yaşam alanı oluşturmak, büyütmek, bakmak ve beslemek, ileri yaşlarında ve olası sağlık sorunlarında yanında olmak çok ciddiye alınması gereken ve öncesinde uzun süreli düşünülmesi gereken, tüm aile bireylerinin hem fikir olduğu; aynı zamanda bu sürecin çok ciddi bir ekonomik ve zaman yükünün de olduğu bilinciyle yaklaşılması gereken bir karardır. Bu kararı doğru şekilde aldığınıza emin olmanız için şu noktalara lütfen özen gösteriniz;

Neden bir evcil hayvan sahiplenmek istiyorum? Bu asla birisini mutlu etmek için verilebilecek bir hediye değildir!
Bu hayvan bakabileceğim bir ev (mümkünse bahçe) ortamım var?
Bu süreç içinde düzenli olarak bakımını yapabilecek, onu doğru şekilde besleyebilecek ekonomik gücüm ve zamanım var?
Tüm canlıların yavrusu hepimize sevimli ve cana yakın gelir. Yavruyu alıp sahiplenmek kolaydır. Ancak bunun yaşayan bir varlık olduğunun, büyüyeceğinin, hem masraflarının hem de göstermem gereken ilginin artacağını biliyorum? Yaşlandığında, hastalandığında bunun çok zorlayıcı süreçler olacağının bilincindeyim?
Evimde ona ayırabileceğim yaşama alanım mevcut, onunla oyun oynayabileceğim alanlar var. Evde ona zarar verecek nesneler ile ilgili ön çalışma yaptım ve tedbirlerimi aldım.
Sürekli olarak destek alabileceğim Veteriner Hekim’i araştırdım. Düzenli olarak aşı ve iç-­dış parazit uygulamaları yaptırmam gerektiğini, ileride hekimin önerisi doğrultusunda sağlığı açısından gerekebilecek operasyonlar olabileceğini biliyor ve bunun belli bir ekonomik yansıması olacağını ön görüyorum.
Küçükken ve büyüme aşamasında bana yaratabileceği sorunları, evimi dağıtıp kirletebileceğimi, ona uygun eğitimi vermem gerektiğini ve tüm bunlar için her zaman sabır göstermem gerektiğini biliyorum.
Onu her zaman her türlü yaş ve sağlık durumunda destekleyeceğimi, evcil bir hayvandan çok ömrü boyunca bana dost, yol arkadaş olabilecek bir canlıyı edindiğimi biliyor ve istiyorum.
Evet! Tüm bu soruları (belki de daha fazlasına) cevaplayabiliyor iseniz artık Siz de bir evcil hayvanı sahiplenmeye hazırsınız demektir. TEBRİKLER

ÖN HAZIRLIKLAR

Sizin beklentilerinize uygun (ev ortamınıza, bakım ve besleme için ön gördüğünüz zaman ve ekonomiye vb. bağlı olarak) tür ve cinsi belirleyelim.
Belirlediğimiz cinsin karakteristik özellikleri hakkında bilgi sahibi olalım.
Bu cinsin bakımına özgü özel durumlar hakkında bilgi sahibi olalım, gereken ekipmanları temin edinelim. Örneğin uzun tüylü ise bakımına yönelik özel tarama fırçası ve şampuanları almak gibi.
Yavruyu sahiplenebileceğimiz kaynakları araştıralım. Unutmayalım ki Sizin gibi olaya bilinçli yaklaşmamış, önce alıp sonra bakamayıp sokağa ve barınağa bırakılmış çok sayıda sevimli dost kendilerine yeni bir yuva beklentisiyle yaşıyorlar. O nedenle bu seçenekler içine mutlaka barınakları da değerlendirelim.
Sahiplendiğimiz hayvan hakkında elden geldiğince geçmişine ait sağlık bilgilerini (aşı karnesi, iç-­dış parazit uygulamaları, geçirdiği operasyon vb.) temin edelim.
Süreç içinde en çok güveneceğimiz kişi olan Veteriner Hekim’i belirleyelim, kendisine süreçte gerek duyulacak uygulamalar konusunda ve tercih edilecek bakım-­besleme gereçleri konusunda danışalım.
Evimizi yeni dostumuzun ihtiyaçları doğrultusunda düzenleyelim. Gerek duyacağı temel ekipmanları (yatağı, taşıma kutusu, altlık kutusu (kum havuzu), su ve mama kabı, tasması, maması (kuru, konserve, ödül vb.), oyuncaklarını) temin edelim.

ARTIK HAZIRSINIZ!
MİNİK DOSTUMUZA MERHABA DİYELİM!

Tüm bu aşamalardan sonra minik yavrumuzu ilk defa yeni evine getirdiğimizde unutmayalım ki son derece hassas, ürkek bir canlı ile karşı karşıyayız. Ona karşı her zaman çok sabırlı ve şefkatli olalım. İlk saatlerde taşıma kutusu (eğer yeterince büyük ise) içinde kapısı açık, kendi çıkma isteği oluşana kadar barındırabiliriz. Yavrunun ilk başta kalacağı oda önceden hazır edilerek, yataklığı, su ve mama kapları ile sessiz sakin bir ortam oluşturalım. İlk etapta yaşadığı büyük değişikliğin kendisinde yaratacağı stresi azaltabilme adına daha önceden sahip olduğu veya annesinin kokusunun sindiği havlu, altlık veya oyuncak ile onu baş başa bırakalım. Bir süre sonra odada onun yanında (önce belli bir mesafede, sonra daha yakında) bekleyerek bize ve yeni ortamına alışması için zaman tanıyalım.
Süreç içinde öncelikle suyuna sonrasında ise mamasına ulaşmasını sağlayalım. Gerekiyorsa mamayı tüketmesini uyaralım. Lezzetli hale getirebilmek için eğer kuru mamalardan kullanıyorsak elimizi ıslatarak mamayı nemlendirip, yumuşatalım. İlerleyen günlerde hangi mamalardan ne kadar kullanmamız gerektiği konusunda hekimden gereken bilgileri öğrenelim.
Bakım ve beslemesi bu kadar büyük bir sorumluluk gerektiren dostlarımız nasıl besleyeceğimiz noktasında gelin biraz daha detaylı bilgileri paylaşalım! Yavru kediler ile ilgili detaylı bilgilere geçmeden evvel isterseniz öncelikle kedilerin genel özellikleri ve mizaçları hakkında bilgilerimizi tazeyelim!
Bu minik dostlarımız akla gelebilecek tüm şekillerde, özellikle de beslenme biyokimyası açısından benzersizdir. Kediler, spesifik ve benzersiz beslenme gereksinimlerini karşılamak için hayvansal dokulardaki besin maddelerine dayanan zorunlu etçil olan canlılardır. Ne yazık ki bu durumdan çoğu kişinin habersiz olması nedeniyle özellikle de kedilerin hasta olduğu veya uzun süredir anoreksi geçirdiği dönemlerde tedavi süreçleri başarısız olmakta veya uzamaktadır. Bilindiği üzere doğal ortamlarında, kediler orta derecede yağ ve asgari miktarda karbonhidrat içeren ancak protein bakımından zengin gıdaları tüketen canlılardır. Bununla birlikte, ticari diyetler, evcil kediler için besin maddelerinin daha etkin olarak değerlendirilmesi adına hayvansal ve bitkisel kaynaklı ürünlerin bir karışımı ile formüle edilmektedir.
Kediler zorunlu etobur (karnivor) canlılardır. O nedenle diyetlerinde mutlak suretle hayvansal ürünler bulundurmalıdır.Kedilere özgü bir takım fiziksel özellikler;

  1. Ağızlarında keskin özellikte toplam 30 adet diş bulunur.
  2. Köpeklere göre daha az tat alırlar.
  3. Tükürüklerinde karbonhidrat sindiriminde görevli amilaz enzim aktivitesi yoktur.
  4. Mide hacimleri küçük olduğu için gün boyunca yayılmış küçük öğünler şeklinde beslenmelidir. Mide pH’sı kemiklerin sindirimi ve yıkım nedeniyle insanlardan daha asidiktir.
  5. Sindirim kanalı esas besin kaynağı olan protein ve yağları iyi düzeyde sindirebilir.
  6. Bakteriyel fermantasyon kalın bağırsakta gerçekleşir.
    Kedilerin beslenmesinde dikkate alınması gereken altı ana besin madde sınıfı vardır ki bunlar; su, protein, yağ, karbonhidratlar, vitaminler ve minerallerdir.

Tavsiye Edilen Yazılar