Kediler tımar alışkanlıklarında titizdir ve gruplar halinde yaşarken birlikte tımar aktivitesinde bulunmak onlar açısından önemli bir sosyal bağlanma davranışıdır. Söz konusu günlük aktiviteler içinde kedilerin ortalama uykuya ayırdıkları süre göz ardı edildiğinde, uyanık geçirdikleri sürenin %25’inin tımara ayırdıkları belirlenmiştir. Tımar için ayrılan süre ve kedi dilinin dikenli yapısı göz önüne alındığında, kedilerin her gün gastrointestinal kanaldan geçen ve çoğu dışkı içinde sindirilmeden, kıl olarak atılan büyük miktarda tüy yutmaları şaşırtıcı değildir. 

Çoğu durumda, yutulan bu tüyler kedi için nahoş bir sonuç vermezken aşırı miktarda yutulduğunda, dışkıda büyük miktarda tüy yumakları görülebilir. 

Sıklıkla, tüy ve kıllar, mide veya bağırsakta katı kütleler halinde yığılabilir ve böylece tüy yumağı oluşumuna neden olabilirler. Yutulan fazla tüy aynı zamanda üst gastrointestinal kanalda motilitede değişikliğe neden olarak kedilerin kusma refleksini uyarmaktadır. Kedilerde kusmanın en sık sebebi kıl yumağıdır. Kıl yumakları, gastrointestinal sistemden kolayca geçemez ve mide ile pankreas enzimleri tarafından sindiremezler.

Yutulan kılların miktarının artması midenin veya bağırsaklarda kısmi bir tıkanıklığa yol açabilir ve tıkanmayı gidermek amacıyla refleks olarak kusma refleksi gelişebilir. Bu durum çoğu zaman kedi sahipleri tarafından nahoş kabul edilen ve azalmasını istedikleri bir durumdur. 

Özellikle uzun tüylü kediler, kısa tüylü kedilere nazaran bu sorun ile daha çok karşılaşmaktadırlar. Ancak kedide pire enfestasyonunun olması nedeniyle aşırı tımar yapma durumunun gelişmesi veya alerjik dermatitis gibi deri sağlığını ilgilendiren bir takım rahatsızlıklar da aşırı tüy yutulmasına ve sonuçta istenmeyen tüy yumaklarının oluşmasına neden olabilmektedir. 

Vakaların çoğunda, midede oluşan ve duodenuma giremeyecek kadar büyük bir boyuta ulaşan bir tüy yumağı kusma ile elimine edilir. Ancak kusma ile elimine edilmemiş bir tüy yumağı kedi sağlığı açısından ciddi sağlık sorunlarına hatta ölümlerine neden olabilmektedir.

Tüy yumağı sorunun altında yatan bir hastalığın olmadığı durumlarda, sorunun çözümüne diyette yapılacak değişiklikler ile ulaşmak mümkün olabilir. Bu amaçla tüy yumağı insidensini azaltmaya yönelik formüle edilmiş lif içeriğince zengin mamalar tercih edilebilir.

Yararlanılan lif kaynaklarından bir tanesi Psyllium kabuklarıdır. Psyllium kabukları ile yapılan bir çalışmada klinik belirtilerde (öksürme, öğürme ve kusma) yaklaşık %30 oranında azalma olduğunu bildirilmiştir. Psyllium kabukları ve yapısıdaki lifin, yutulan tüy ve kılların yiyecek parçacıklarına bağlanmasını teşvik ederek mideden bağırsağa daha hızlı geçerek atılımına yardımcı olur.

Diyet selülozun (lifin) kedilerde “anti-hairball” etkisi muhtemelen iki sinerjik mekanizmaya dayanır. Selüloz, midede tekli saç tellerinin topaklaşmasını önleyebilir, böylece gevşek kılların duodenum içine transferini artırabilir. Selülozun yutulması aynı zamanda sindirim içeriğinin geçiş süresini de hızlandırır ve böylece bağırsaklardan kılların dışkıya doğru itilmesi sağlanmış olunur. Böylelikle dışkı ile tüy ve kılların atılımındaki artış, midede daha az tüy yumağı oluşumuna neden olur. Sonuç olarak, tüy yumaklarının oluşumu ve kusma ile atılımı azalmış olur.

Tavsiye Edilen Yazılar